Borçlunun para borcunu zamanında ödememesi (temerrüt) halinde, alacaklı temerrüt faizini talep edebilir.
Eğer alacaklı temerrüt faizini aşan ek bir zarara uğramışsa, buna munzam zarar (aşkın zarar) denir.
Örneğin:
Alacağını geç tahsil ettiği için kredi kullanmak zorunda kalıp daha yüksek faiz ödemesi,
Döviz/altın değer artışından mahrum kalması,
Enflasyon nedeniyle paranın değer kaybetmesi.
Enflasyonun Etkisi
Normal enflasyon döneminde: Enflasyon tek başına munzam zararı göstermez. Alacaklı ayrıca zararını somut olarak ispatlamalıdır.
Yüksek ve sürekli enflasyon döneminde:
Paranın satın alma gücü hızla düşer.
Alacaklı, parasını vadeli mevduat, altın, döviz gibi araçlarda değerlendirmesi beklenen makul bir kişi gibi kabul edilir.
Bu nedenle, enflasyon nedeniyle uğranılan değer kaybı “karine” olarak munzam zarar kabul edilir.
Kararın Özeti – Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2025/15 K.
Olay
Davacı, bir kooperatif üyesi iken kendisine tahsis edilen konut, kooperatifin borçları nedeniyle icra yoluyla satıldı.
Bunun karşılığında kooperatif davacıya 135.000 TL bedelli senet verdi (vade: 29.12.2017).
Senet vadesinde ödenmeyince icra takibi yapıldı. Davacı alacağını 24.07.2023’te tahsil etti.
Davacı, bu süre boyunca parasının değer kaybettiğini, konut alma hayalini gerçekleştiremediğini belirterek “aşkın zarar” (munzam zarar) talep etti.
İlk Derece Mahkemesi
Davacının somut olarak zararını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
Bölge Adliye Mahkemesi
İstinaf başvurusunu esastan reddetti.
Yargıtay İncelemesi
Munzam zarar (aşkın zarar), temerrüt faizini aşan zarardır.
Normalde davacı bunu ispat etmek zorundadır; ancak:
Yüksek enflasyon, döviz, altın, mevduat faizleri, devlet tahvili getirileri dikkate alındığında, bu dönemde paranın değerini korumak için yatırım yapılması hayatın olağan akışına uygundur.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına göre, katı ispat kuralları malvarlığı hakkının ihlaline yol açar.
Bu nedenle, yüksek enflasyon dönemlerinde aşkın zararın varlığı karine olarak kabul edilmelidir.
Sonuç
Yargıtay, davacının temerrüt faizi üzerinde zarara uğradığını kabul etti.
Mahkemece yapılması gereken:
Uzman bilirkişiden rapor alınarak ekonomik veriler (TÜFE, döviz, altın, faiz, tahvil getirileri, asgari ücret artışı vb.) ile “sepet hesabı” yapılması,
Hesaplanan aşkın zarardan, tahsil edilen temerrüt faizi çıkarılarak kalan zarar miktarının belirlenmesi.
Bu yapılmadan davanın reddedilmesi hukuka aykırı bulundu.