
Zaman ve mekân sınırlaması olmadan, paylaşmanın ve tartışmanın esas olduğu bir iletişim şekli ve web tabanlı bir platform olan sosyal medya, sadece kullanıcıların arkadaş edinebildiği, arkadaşlarıyla iletişim kurabildiği bir platform olmasının yanında aynı zamanda günümüzde insanlara doğrudan yardım etme, insanlardan yardım alma, sorulara cevap verme, sorunlara tepki verme gibi bizlere birçok olanağı sunması yönüyle informal eğitim dediğimiz bir platform haline de gelmiştir. Öyle ki sosyal medyayı, kimi kullanıcılar sözcükler, görseller, videolar ile çeşitli paylaşımlar yaparak kendilerine ya da başkalarına ait deneyimleri, günlük yaşamı kimi kullanıcılar ise sosyal medyanın geleneksel medyadan (gazete, televizyon, radyo gibi) farklı olarak maddi kaynaktan yoksun olması hasebiyle bilgi paylaşmaktadır. İşte hem sunduğu bu imkânlarla hem de sosyal medyanın erişilebilirlik, kalıcılık yenilik gibi özelliklere sahip olmasından ötürü sosyal medya, günümüzde her geçen gün odak noktası haline gelerek daha çok tercih edilir olmuştur. Hatta o kadar tercih edilen bir mecra haline gelmiştir ki artık sosyal medya üzerine kişiler, incelemeler yapmaya, kitaplar yazmaya, yeni alanlar oluşturmaya başlamıştır. Bunun sonucunda ise hem toplumsal ilginin hem teknolojik gelişmelerin giderek artan ivmesi dikkate alındığında sosyal medya, bir takım hukuki sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu durum her ne kadar sosyal medya hukuku adı altında kapsamı ve çerçevesi tam olarak belirlenebilmiş bir hukuk dalı olmasa da yine de bireylerin, sosyal medyada yaptıkları bazı paylaşım ve faaliyetten dolayı, kişilerin veya kurumların özel ya da kamu hukukuna ilişkin hakları ihlal edilerek hukuki ve cezai sorumluluklarını gündeme getirmektedir. Bu sorumluluğun karşılığı olan yaptırımlar, Ceza Hukuku’ndan, Medeni Hukuk’a, Ticaret Hukuku’ndan, Fikri Haklar Hukuku’na kadar birçok hukuk alanında düzenlenerek dikkat edilmesi gereken bir husus haline getirilmiştir.
Sosyal Medya da İfade Özgürlüğü
Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’de ifade özgürlüğünün tanındığı bireylerin, söz konusu özgürlüğü kullanırken ulusal güvenlik, kamu düzenin korunması, ahlakın koruması gibi devleti veya toplumu zor duruma sokan sebepler ile ifade özgürlüğü sınırlandırılabilir. Yine başkalarının hak ve özgürlüğünü yok etmeye veya bunları öngörülmüş olandan daha geniş ölçüde sınırlandırmaya yönelik eylemde bulunulması durumunda, başka birinin hak kaybına sebep olunmuş olması halinde de ifade özgürlüğü sınırlandırılabilir.
Kişisel Verilerin Korunması Hususu ve Sosyal Medya
Kişilik; kişiyi var eden, kişiliğini serbestçe geliştirmesini sağlayan, diğer kişilerden farklılığını temin eden bütün değerlerdir. Kişinin ismi, resmi, özel yaşamı, vücut tamlığı, mesleki ve ticari itibarı, şeref ve haysiyeti bu kavram altında ele alınmaktadır. Bu durum hem Medeni Kanunu’nda hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda da yer almaktadır. Buna göre; kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. Özel nitelikli kişisel verilerin ise, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır. Bu yüzden bireylerin özel hayatına ilişkin verileri sosyal medya ortamına aktaran kişilerin, kanunda açıkça sayılan haller dışında mutlaka rıza alması ve çok dikkatli hareket etmesi gerekir.
Sosyal Medya Vasıtasıyla İşlenen Suçlar
Sosyal ağlar aracılığıyla Türk Ceza Kanunu’nda sonucuna müeyyide bağlanmış çeşitli suçlardan bazıları aşağıdaki gibidir.
· Haberleşmenin Engellenmesi
· Haberleşmenin Gizliliğini İhlal
· Özel Hayatın Gizliliğini İhlal
· Kişisel Verilerin Kaydedilmesi
· Bilişim Sistemleri Aracılığıyla Dolandırıcılık
· Müstehcenlik Bilişim Sistemine Girme
· İftira
· vs...
Örneğin, bir kimsenin şifresi kırılarak, yetkisiz bir biçimde sosyal medya hesabına girilip, başka bir kimseye hakaret edilmesi durumunda; hem bilişim sistemi aracılığıyla, klasik bir suç olan hakaret suçu hem de kişinin sosyal medya hesabının şifresinin kırılarak yetkisiz olarak girilmesi nedeniyle bilişim sistemine yönelik bir suç olan bilişim sistemine girme- yetkisiz erişim, suçu işlenmiş olur.
TCK’da düzenlenen bu suçların yanı sıra kanun koyucu, Türk Ticaret Kanunu, 5563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun, 5846Sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu ve 22326 Sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname gibi kanunlarla sosyal medya aracılığıyla işlenebilen hukuka aykırı bazı fiilleri cezai müeyyide sonucuna bağlamıştır. Örneğin; ünlü bir kurum, pek çok siteyi kendi temsil ettikleri fikri hakların ihlali olduğu gerekçesiyle erişime engelletmiştir.
Tüm bu bilgiler doğrultusunda Erzurum’da faaliyet gösteren EFRA Hukuk Bürosu, sosyal medya üzerinden işlenen suçlar ve oluşan mağduriyetler ile ilgili her türlü hukuku desteği vererek güncel içtihat ve mevzuat ışığında profesyonel danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktadır.