Uyuşturucu Madde Suçlarında Delil Yetersizliği: Yargıtay’dan Emsal Karar

Uyuşturucu Madde Suçlarında Delil Yetersizliği: Yargıtay’dan Emsal Karar

Uyuşturucu Madde Suçlarında Delil Yetersizliği Nedeniyle Beraat: Yargıtay’dan Önemli Bir Karar

Yargıtay, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçunda maddi delil bulunmadan verilen mahkûmiyet kararını kanun yararına bozdu. Bu karar, özellikle yalnızca soyut beyanlara dayalı yargılamalarda delil değerlendirmesinin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin önemli ölçütler ortaya koyuyor.

📜 Olayın Özeti

Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası vermiş ve hükmün açıklanmasını geri bırakmıştı (HAGB).

Karar, itiraz edilmeden kesinleşmişti. Ancak Adalet Bakanlığı, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulundu.

Dosya Yargıtay’a taşındı ve yapılan inceleme sonucunda şu hususlar tespit edildi:

  • Sanığın babası, oğlunun uyuşturucu madde kullandığını beyan etmişti.
  • Ancak sanığın üzerinde veya ikametinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmemişti.
  • Ayrıca sanığın uyuşturucu madde kullandığına dair tıbbi bir bulgu da bulunmuyordu.

⚖️ Yargıtay’ın Gerekçesi

Yargıtay, somut delillerin bulunmadığı, yalnızca sanığın soyut beyanına ve üçüncü kişilerin ifadelerine dayanan durumlarda mahkûmiyet kararı verilemeyeceğini belirtti.

Kararda şu vurgu yer aldı:

“Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanamayan sanığın, maddî bulgularla desteklenmeyen soyut beyanı dışında, uyuşturucu madde kullandığına dair delil bulunmadığı anlaşılmıştır.”

Bu gerekçeyle, sanığın mahkûmiyetine ilişkin karar kanun yararına bozuldu ve beraat kararı verilmesine hükmedildi.

⚖️ Kararın Önemi

Bu karar, özellikle TCK m.191 (kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma) kapsamında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda delil standardının altını çizmektedir.

Yargıtay’a göre:

  • Sadece itiraf veya soyut beyan yeterli değildir.
  • Maddi bulgularla desteklenmeyen beyanlar mahkûmiyet için tek başına yeterli kabul edilemez.
  • Bu tür durumlarda sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.

🧩 Sonuç

Yargıtay’ın bu kararı, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin bir yansıması niteliğindedir.

Uygulamada, özellikle denetimli serbestlik kararlarının kaldırılması sonrasında açılan davalarda, delil yetersizliği durumunda beraat verilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır.

📌 EFRA Hukuk olarak, ceza yargılamalarında müvekkillerimizin haklarını korumak için delil değerlendirmesinin her aşamasında titizlikle hareket ediyoruz.

Uyuşturucu madde suçlarıyla ilgili sorularınız veya hukuki danışmanlık ihtiyaçlarınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler
:
Yükleniyor...